Anneannem 87 yaşında, çok açık görüşlü, pamuk teni ve saçları bembeyaz, bitmek bilmeyen enerjisi ile ise zehir gibi bir kadındır. Kendisi Facebook, Pinterest gibi bilumum sosyal medya hesaplarını kullandığı gibi, tüm çocuklarını, torunlarını, torunlarının çocuklarını bu mecralardan yakından takip eder.
Malum Points of You ile gönderdiğim her şeyi beğenmekle kalmayıp, çok beğendiğini ifade etmek amacıyla da sayfasında sık sık paylaşır.
Bir gün kendisini ziyaret ettiğimde bana “Nedir bu resimlerle, kartlarla yaptığın?” diye sordu. “İnsanları şekilden şekle sokuyorsun. Çok merak ediyorum. Bir gün bana da yap. Ama öncesinde anlatsana biraz.” dedi.
İçimden şimdi anneanneme koçluğu anlat; üstüne fototerapiyi anlat; anlarsa, oyunu anlat. “Uzun iş” dedim. En iyisi oynamak diyerek desteden bir kart seçmesini istedim.
“Ölüm” kartını seçti. İçimden şimdi hapı yuttuk derken, anneanneme çaktırmadan parmağı ile kelimeyi kapamasını rica ettim ve fotoğrafa bakma sorularını sormaya başladım.
Fotoğrafta bir ağaca bağlanmış iki sönmüş balon resmi vardı. Ama ona bir şey çağrıştırmadı. O iki farklı renkte çorap asılmış gibi gördü. Kendisine sorulara verdiği cevapları da düşünerek bu fotoğraf senin hangi özelliğini anlatıyor, diye sorduğumda; “Tam da beni anlatıyor! İki farklı renk, bunu asan kadın da tıpkı benim gibi renkli ve farklı, sıradan değil, elalem ne der diye düşünmeyen süslü birisi.”
“Ayrıca titiz, bak çorapları nasıl da milimetrik asmış” dedi ve bir kahkaha patlattı. Şimdi kelimeye bak dedim, yüzü düştü. “Ölüm” … 87 yaşında, kalp yetmezliği ve yürüme güçlüğü olan birine gelen en kötü kelime herhalde diye düşündüm. Kelimenin sorularını sorduğumda, yüzü aydınlanmaya başladı. “Bu kelime seninle ilgili ne söylüyor?” diye sorduğumda, “Ölüm korktuğum bir şey. Çok enteresan, şimdi fark ettim ben ölümden korktuğum için bu kadar renkliyim. Sanki renkli olup, hayata tutunursam, diğerleri gibi olmazsam Ezrail (rumca aksanı ile) beni görmez gibi geliyor.” dedi ve gözleri hafif doldu.
Gittim boynuna sarıldım. “Nasıl buldun?” a gerek kalmadan. Meşhur kahkahası eşliğinde, “Ben bunu anladım, kahve bahane kartlar şahane” dedi.
Points of You’da en çok sevdiğim işte tam olarak bu! İnsanın uçsuz bucaksız algısı, yaratıcılığı ile keşfetmenin verdiği o muhteşem hazzın bedenine yansıdığı ana şahitlik etmek. Zamanın yavaşlaması, anda kalabilmek ve kişi için çok özel o farkındalık anını onunla birlikte paylaşmak…
Leave a Comment